Ticaret, Şirketler, Vergi ve İş Hukuku

İşe İade Nedir?

Sigortalı bir işçinin, iş akdi geçerli bir neden olmadan feshedildiğinde, işçinin işe iadesinin sağlanması adına açılacak bir dava türüdür. Çalıştığı kurum veya kuruluştan haklı bir neden olmaksızın çıkarılan kişi işe iade davası açarak bu mağduriyetini giderebilir. İş sözleşmesi bir sebep gösterilmeden feshedilen ya da fesihte belirtilen sebebin doğruluğu kabul edilmeyen durumlarda, işten çıkartılan kişiler, işe iade davası şartlarını yerine getirerek davayı açabilmektedir. Peki bu davayı her işçi açabilir mi? Hayır, işe iade davası açmanın şartları vardır.

İşten çıkartılan sigortalı bir işçinin,  işe iade davası açabilmesi için bazı şartların mevcut olması gerekir. Bu şartlar;

* İşçinin, mevcut iş yerinde 30 veya daha fazla işçi çalışıyor olması gerekir.

* Fesih geçerli bir sebep dışında gerçekleşmiş olmalıdır.

* İşe iade davası açmak isteyen kişinin en az 6 aylık kıdeme sahip olması gerekir. 6 aydan az kıdeme sahip olan işçi işe iade davası açamaz.

* İş akdinin feshinin işveren tarafından yapılmış olması gerekir. İşinden istifa etmiş olan işçi işe iade davası açamaz.

* İşçi ile işyeri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi olması gerekir.

* İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili sıfatında ya da işveren vekili yardımcısı sıfatındaki kişiler ve bununla birlikte işçiyi işe alma, işten çıkarma yetkisi olan kişilerce de işe iade davası açılamaz.

Ayrıca sigortasız işçinin de işe iade davasını açmadan önce ilk başta sigortalılığın tespiti amacıyla SGK müdürlüğüne / mahkemeye başvurarak sigortalılığını tespit ve tescil ettirmesi gerekmektedir.

Arabuluculuk ve Dava Süreci

İşçinin işe iade davasını açabilmesi ve kazanabilmesi için yukarıda sıralanan bu şartların mevcut olması gerekir. Bununla birlikte işe iade talep eden işçinin arabuluculuğa başvurması gerekmektedir. Bu yöntemde arabulucu denilen bir hukukçunun huzurunda, işçi ile işveren ( veya vekilleri) süreci yürütür ve yine kendi iradeleriyle bir çözüme ulaşırlar.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz. Tarafların arabuluculuk sürecinde bir anlaşmaya varmaları ve bunu belgelendirmeleri halinde, bu belgeye icra edilebilirlik şerhi verilmesini mahkemeden isteyebilirler. Ancak avukatla yürütülen arabuluculuk faaliyetinde, taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın bir mahkeme kararı niteliği taşır. Ancak bu durum yalnızca avukatlar açısından geçerlidir. Dolayısıyla avukatların bu noktada diğer arabuluculuk faaliyetindeki kişilere göre bir üstünlüğünden bahsedebiliriz.

Arabuluculuğun tüketilmesi gereken zorunlu bir yol olmasından dolayı, işçinin süre ve yöntem konusunda hak kaybına ve telafisi imkânsız bir zarara uğramaması adına, alanında uzman bir avukatla çalışması büyük önem taşımaktadır.

Scroll to Top